1988 yılında yayınlanan Simyacı, çok kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan bir kitap
oldu. Yayınlandığı tarihten beri her kesimden kişinin severek okuduğu Simyacı günümüzde
hala kitapçılarda “Çok Satanlar” kısmında yer almaktadır. Simyacı’nın hitap ettiği kesim ise
tüm insanlık. Evde oturan kadınların da gözdesi olduğu gibi üniversiteli gençlerin de gözdesi
oldu. O üniversitede ders veren profesör de Simyacı’yı eline aldı, okudu. Simyacı, hiç
kimseyi ayırmadan herkesi etkiledi.
Peki neydi Simyacı’yı bu kadar sevmemizin sebebi? Paulo Coelho, Simyacı’yı yazarken çok yalın bir dil kullanmış.
Bazı insanlar süslü bir dile sahip kitapları okumayı severken bazıları sade bir dili tercih eder.
Paulo Coelho, bu kitabında tüm okurlarını sade bir dil ile bir araya toplamış. Vermek istediği
mesajı kibar kibar anlatmış okuyucuya. Bahsettiği konu zorlaştıkça Coelho yazım dilini daha
da yumuşatmış. Adeta konunun zorluğuna meydan okumuş.
Peki bu kitap, okurlara nelerden bahsediyor? Bu kitabı okuyan birisi olarak kitap evrenin tüm
işleyişinden bahsediyor diyebiliriz kabaca. Hayatın aslında düşündüğümüzden daha basit
formülleri olduğundan bahsediyor. Bize evrenin bir enerjiyle döndüğünü gözler önüne
seriyor. Bir insan için aslında imkansız diye bir kavram olmadığını küçük örneklerle bizlere
sunuyor. Tesadüflerin olmadığını, her tesadüfün aslında evrenin bize ilettiği bir mesaj
olduğundan bahsediyor.
Paulo Coelho, böylesine dolu dolu konulardan bahsederken okuyucuları asla sıkmıyor. Hatta
çoğu zaman romanda geçen olaylarda kendi hayatımızdan parçalar buluyor olacağız. Sanki
Paulo Coelho tüm insanlığın başına gelen olayları tek bir romanda özetlemişti. Kitabın bazı
kısımlarında “evet bende böyle düşünüyorum” dediğiniz çok fazla nokta bulunduğunu
göreceksiniz.
Simyacı’yı okuduktan sonra hayata bambaşka gözlerle bakmanız mümkün. Çünkü bu kitap
sizi tatlı ve macera dolu bir hikayenin içine sürüklerken aynı zamanda size evren hakkında
kılavuzluk edecek. Zaman zaman romanın kahramanı çoban için üzülürken zaman zaman
çobana kızacaksınız. Kitabın sonunda ise aynı romandaki çoban gibi sizde mutluluğun
kaynağının kendiniz olduğunu anlayacaksınız. İşte bu sebepler Paulo Coelho’nun Simyacı’sını gözde bir roman yapmaya yetiyor.