Bilimin ilerlemesi ve karbon testi ile nesnelerin yaşlarının hesaplanması sonucu tarihin bir çok bilinmeyeni açıklanmış durumda. Ancak bazı nesneler hala sırrını korumaya devam ediyor. Acaba geçmiş zamanlar sandığımız kadar karanlık değil miydi?
Antikythera Mekanizması
1900 yılında yapılan gemi enkazı araştırmalarında tesadüf eseri bulunmuştur, ilk başlarda kimse tarafından önemsenmese de sahip olduğu özelliklerden dolayı zamanla en çok merak edilen ve günümüzde de gizemini hala koruyan nesneler arasına girmiştir. Tahmini görüşlere göre bu aygıt, ayın evrelerini ve ayı, günü hesaplamak için kullanılmış. Nesneye ilginç kılan şey ise M.Ö 200’lü yıllarda yapıldığı tahmin edilen bu cihaza ait teknolojinin ancak 1600’lü yıllarda kullanılmaya başlanmış olması.
Voynich El Yazması
Günümüzde hala sırrı çözülemeyen, ve hiç bir dil uzmanı tarafından anlaşılamayan kitaptır. Polonyalı bir sahaf olan Wilfrid M. Voynich tarafından tesadüfen keşfedilmiştir. Voynich elyazması yıllardır dilbilimciler, kriptologlar, tarihçiler, diğer branşlardan bilim adamları ve meraklılar tarafından yoğun olarak incelenmekle birlikte halan çözülememiştir. 240 sayfan oluşan kitabın yok olmuş bir toplumun kendilerine has dili ile yazıldığı tahmin edilmektedir.
Şam Çeliği
Haçlı seferleri sırasında İslam orduları tarafından kullanılan silahların bir kısmı Şam Çeliği’nden yapılmıştır. Havada duran bir çeliği kesebilecek kadar etkiliydi, hatta öyle ki zarar bile görmeden bir taşı ortadan ikiye bölebiliyordu. 1700’lü yıllarda bu kılıç ustalarının yok olmaları ile, Şam Çeliği’nin sırrı da onlarla birlikte kaybolup gitmiştir.
Yunan Ateşi (Rum Ateşi)
Bizans İmparatorluğu tarafından 7. yüzyılda kullanılmaya başlanan yunan ateşi hala nasıl yapıldığına dair sırlarını koruyor. Suda bile yanmayan devam eden bir yapısı vardı. Ünlü Peloponez Savaşında ve İstanbul’un fethi sırasında Osmanlı İmparatorluğu’na karşı kullanılmıştır. Suda yandığı gibi karada da rahatlıkla yanabilmektedir. Su dökülünce sönmemekte, tersine alevi artmaktadır. Deniz savaşlarında gemilerin geçmesini engellemek için kullanılmıştır. Sönmediği için; bu ateşe maruz kalan tüm insanlar ölüme terk edilir.
Ulfberth Kılıcı
Kuzey Avrupa’nın bir çok bölgesinde bulunan Viking mezarlarının içerisinde bulunan kılıç Yaklaşık 171 adet bulunmuştur ve her birinin üzerinde ne anlama geldiği çözülemeyen “Ulfberth” yazısı işlenmiştir. % 99,9 oranında saf metalden yapılmış olması, yapıldığı çağa göre onu merak konusu halinde bırakmaktadır.
Phaistos Diski
M.Ö.1700’lü yıllarda yapıldığına inanılan disk, 1908 yılında Girit Adası’nda bulunmuştur. Diskin her iki yüzeyinde birbirinden farklı 241 işaret bulunmaktadır. Yüzlerce dil bilimci tarafından incelenen bu yapıtın üzerindeki yazı yada semboller günümüzde çözülememiştir.
Taş Küreler
Kosta Rika’da neredeyse pürüzsüz olarak yontulmuş bu taş kürelerden 300-350 kadar bulunmuştur. Bazıları 1500 bazıları 2000 yıl öncesinden yapılan bu taş kürelerin, kimler tarafından ve ne için yapıldığı hala cevap bulamamış sorulardan.
Terracotta Askerleri
Tüm Çin’i tek bayrak altında toplayan ilk imparator olan Qin Shi Huang’ı n mezarını koruyan bu heykeller M.Ö. 210 yılında yapılmıştır. Gerçeği ile bire bir aynı boyutta yapılan bu heykellerden 8000 adet asker, 520 adet atlı, 130 adet savaş arabası ve 150 adet süvari atı bulunmaktadır. Bu eserler UNESCO Dünya Kültür Mirasları Listesi’ndedir. Dünyanın en büyük mezarı ünvanını elinde tutan bu yapı, gizemleri ve sırları ile herkesi şaşırtıyor.
Kristal Kafatasları
1924 yılında Anna Mitchell Hedges tarafından Mayalar’a ait bir pramit içerisinde bulunan kristal kafa tasları günümüzde hala gizemini koruyan eserlerden. Tek parça şeffaf kuartz kristalinden yapılan bu kafataslarının o dönemde nasıl yapıldığı kafa karıştırıcı.