14 Şubat Sevgililer Günü tüm çiftler için aşklarını tazeleyip ömür boyu birlikte yaşamak için söz vermeleri adına bir fırsat olarak değerlendiriliyor.
Sonsuza kadar aşk yaşamak günümüz için gerçekten mümkün mü Geçmişten bugüne boşanma oranlarını incelediğimiz takdirde bunun bugün için pek de geçerli olmadığını görüyoruz. Örneğin Hollanda ve Belçika’da önceden kilise baskısı nedeniyle boşanmak yok denecek kadar nadir rastlanan bir durumdu. Ancak Belçika’daki değişimi şöyle görebiliyoruz
1830 yılında 4 boşanma, 1900 yılında 700 boşanma ve günümüzde ise onbinleri aşan boşanma olaylarına tanık oluyoruz. Bunun en önemli nedeni olarak toplumsal değerlerdeki değişiklikler görülüyor. Kilisenin artık eskisi kadar dini kural baskılarının olmaması ve çiftlerin dha azında ”bizi ancak ölüm ayırır” inancının olması. İnsanların artık giderek daha çok bireyselleştiği ve bu nedenle ilişkilere daha fazla eleştirel gözle bakılıp sorgulandığı da düşünülüyor. Bunların yanında boşanma mevzuatlarının da kolaylaşması haliyle kişilere ”Bu ilişkiye daha fazla katlanmalı mıyım” sorusunu kolayca sordurabiliyor.
Flanders Üniversitesi sosyoloji bölümünden Prof.Dr. Dimitri Mortelmans Flaman Televizyonu’na yaptığı değerlendiröede ”sonsuza dek birlikteliklerin önündeki 5 önemli tuzak” dediği etkenleri şöyle sıraladı
Yaş Çiftler ne kadar erken evlenirse, boşanma oranı o kadar artıyor. Genç yaşta farklı insanlarla çıkan ya da flört eden kişiler, bir eşte aradığı şeyin ne olduğunu daha iyi görüyor. Erken yaşta flört deneyimi olmadan evlenenlerde boşanma riski de yükseliyor. Çiftler arasındaki yaş farkı da boşanmalarda etken. Eğer mutlaka fark olacaksa, erkek kadından daha yaşlı olmalı.
Ebeveyn faktörü Ebeveynleri boşanmış çocukların evliliklerinde boşanma riski daha yüksek. Bunun en önemli nedenlerinden biri stres. Gençliğinde ailesinde boşanmaya tanık olan kimse streslidir. Mümkün olduğunca çabuk evden ayrılmak için eş ararken acele ediyor. Aynı durum, mali açıdan sorun yaşayan tek ebeveynli ailelerin çocukları için de geçerli. Boşanmış tek ebeveyn tarafından yetiştirilen çocuklar, anne babanın sorunları birlikte nasıl konuştuğunu, ya da çözdüğünü göremedikleri için kendi evliliklerinde başarılı olamıyorlar.
Kişisel farklılık Her ne kadar, “Zıt karakterler birbirini çeker” dense de evlilikler için bu geçerli değil. Dengeli ilişkiler, eğitim düzeyi ve kültürel geçmiş gibi benzer özellikler sayesinde ortaya çıkar.
Kadınların ekonomik bağımsızlığı Kadınların ekonomik olarak özgürleşmesi, onları evlilikte bağımlı olmaktan kurtarıyor. Bu da giderek artan boşanma olaylarına yansıyordu. Bu durum çalışmayan kadın için evlilikte koruyucu bir faktördü. Ancak günümüzde özellikle Batı toplumlarında refah düzeyi çift gelirli bir aile modeline dayandığı için, çalışmayan kadın “mali stres” kaynağı olarak değerlendiriliyor. Geçmişte çalışan kadın evlilik için risk oluştururken, bugün çalışmayan kadın önemli bir boşanma nedeni.
Birlikte yaşamak Evlilik öncesi birlikte yaşayan çiftlerde boşanma oranı yüksek. Çünkü genç çiftlerin çoğu, birlikte yaşamayı “deneme evliliği” olarak görüyor. İlişkiden emin olmayan kişilerin attığı resmi imza da birlikteliği sürdürmeye yetmiyor.