Şeker hastalığı, tarihin ilk dönemlerinden itibaren varlığını sürdüren ve pek çok büyük medeniyette rastlandığı için araştırmalara tabi olan bir hastalıktır. Hastaları oldukça zorlamakla birlikte, günümüz şartlarında artık cerrahi müdahaleler ile düzene girmektedir.
Şeker hastalığının ameliyatındaki iki aşamada midenin neredeyse %80’ine yakının alınması ve ardından bağırsaklarda emilimi bozmak için cerrahi müdahale yapılmasıdır. Bu cerrahi müdahaleler Tip 2 diyabet hastaları için mümkündür. Tip 1 diyabet için uygulanması günümüz şartlarında mümkün değildir. Uygulanması dahilinde, Tip 1 diyabetin özelliği nedeniyle insülin baskılandığı ve insülin seviyesi azaldığından, ameliyat sonrası insülin seviyesi arttırılamadığından cerrahi müdahale anlamlı ve amacına uygun olmamaktadır. Bu nedenle de Tip 1 diyabet hastalarına cerrahi müdahale yapılmamaktadır.
Şeker Hastalığı Ameliyatı Aşamaları
Öncelikle mide küçültme ameliyatı yapılır. Şeker hastalığı ameliyatında ilk aşama mide küçülme ameliyatı ile başlar. Midesi küçülen hastalar daha az yer ve çabuk doyarlar. Acıkma hisleri de işlevsiz hale getirilir.
Ardından bağırsaklarda emilim bozulması işlemi yapılır. Şeker hastalığı ameliyatının en temel noktası, bağırsaklardaki emilim bozulması işlemidir. İki tip ameliyat türü ile bu işlem gerçekleştirilebilir. Bu tercih hem hastanın durumuna hem de işlemlerin yapılmasında gerekli görülen adımlara göre değişiklik gösterir. Bu iki cerrahi müdahale türü transit bipartisyon ameliyatı ve İleal interpozisyon ameliyatıdır.
Transit bipartisyon: Bağırsak akış şemasında değişiklikler yapılır. Bağırsakta oluşturulan iki yol oluşturulur ve yiyeceklerin sindirimi bu sayede hızlandırılır.
İleal interpozisyon: Bu ameliyatta ise, insülin salgısı baskılanmaya çalışılır. İnsülin hormonunu baskılayan kısımlar bağırsakların sonuna eklenerek, bağırsakların yiyeceklerle teması kesilir. Etkili bir emilim bozma işlemi gerçekleştirilmiş olur.
Şeker Hastalığı Ameliyatından Sonraki Adımlar
Şeker hastalığı ameliyatı geçiren kişilerin, özellikle ameliyattan sonraki ilk aylarda bol bol su içmeyi ihmal etmemelidir. Su içme istekleri azalacak olan hastalar, kendilerini zorlayarak su içmeleri gerekir. Aksi halde vücut yemek yemek istemediğinden nasıl halsiz düşüyorsa, aynı şekilde su içilmediği için de halsizlik hissedileceğinden dolayı bu konuda tüm hastalar ehemmiyet göstermelidir. Bu süreç çok uzun sürmeyeceğinden, ameliyatın ertesindeki birkaç ay içerisinde günlük yaşama daha kolay adapte olmak mümkün olacaktır.
Aynı zamanda, kesinlikle eski alışkanlıklara geri dönülmemeli ve yemek alışkanlıkları düzene konularak, daha sağlıklı gıdalar tüketilmelidir.