Yaşadığımız yeryüzünden binlerce farklı türde ve ırkta canlı bulunmakta. Daha önce nesli tükenen birçok tür olduğu gibi, doğaya hoyrat olan insanoğlu birçok hayvanın neslinin son bulmasına neden oldu. Teknolojinin gelişmesi, atıklar, doğaya karşı yetişen bilinçsiz nesil, kaçak avlanma, kirlettiğimiz deniz ve okyanuslar… İşte tüm bunlarla bilinçli olarak veya bilinçsiz yaşadığımız dünyayı hem kendimize hem de birlikte yaşamak zorunda olduğumuz diğer canlara çok zarar veriyoruz. İşte nesli tükenmekte olan o canlılar.
Çita
Kedi ailesinin en hızlı ve atletik canlıları çitaların maalesef nesilleri tükenme tehlikesinde. Nüfusu hızla azalan bu hayvanların 7-10 bine kadar popülasyonlarının düştüğü tahmin ediliyor. Asya’da bitme noktasına gelen bu hayvanlar, kalan sayılarını Afrika’nın güneyindeki ufak bir kısımda yaşatma çabasında.
Sumatra Orangutanı
Ortalama 50 yıl ömre sahip bu hayvanların da sayıları gün geçtikte maalesef azalmakta. Endonezya’nın Sumatra ormanlarından çıkan bu ırkın sayıları 10 binlere düştüğü bilinmekte. 2018 yılında dünyanın en yaşlı Sumatra Orangutanı olan Puan 62 yaşında öldü. Arkasında bıraktığı çocuk ve torunları ile neslin sayısının arttırmak ve koruma altına almak adına doğal yaşam parkları ve ormana salınmış durumda.
Kutup Ayıları
Maalesef ki bu canların nesli bizler eliyle tükenmekte. İklim değişikliğinden en büyük zararı gören kutup ayılarının sayıları da hızla azalmaya devam ediyor. Doğal yaşam alanlarının vazgeçilmezleri olan buz kütlelerinin erimesi, yaşam koşullarını git gide zorlaştırıyor. Son 15 yılda bu süreç daha da hızlanmış durumda.
Altın Başlı Langur
Koruma altında olmalarına rağmen nesli hızla tükenen ve sayıları 75’in altına düşmüş durumda olan Altın Başlı Langur, Vietnam kökenlidir. Bu canlıların, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde nesillerinin tükenmesi maalesef ki mümkün görünüyor. En son 2003 yılında sayılarında artış gözlenen bu canlıların koruma altında olduklarını tekrar hatırlatalım.
Macellan Pengueni
Kutup ayıları gibi küresel ısınmadan nasibini almış bu canlıların da yaşam alanlarının git gide daralması, nesillerinin sıkıntıya düşmesine sebep olmakta. Bu durum onların yüzlerce kilometrelik göç etmelerine, yolda yaşadıkları tehlikeler ve yaşamlarını yitirmelerine neden olmaktadır.
Sumatra Kaplanı
Her canlıda olduğu gibi ne kadar güçlü ve vahşi de olsalar en büyük düşmanları ne yazık ki yine biz insanlarız. Kurulan tuzaklar ve avlanmalar sonucunda nesilleri hızla azalan ve bilinen en ufak kaplan türüdür. Sumatra ormanlarının yok olması ve yaşam alanlarının git gide daralması üremelerinin ve nesillerinin önümüzdeki yıllara taşıyabilmelerinin önünde bir diğer büyük engel.
Java Gergedanı
Cava adasından Çin’e uzanan bir yaşam alanına sahip bu hayvanların da nesilleri tehlike altında. Sayıları 50 ye kadar düşen bu canlılar koruma altında. Rhinocerotidae familyasından kalan 5 gergedan ırkından birisi olan bu hayvanların diğer alt türleri de onlar gibi tehlike yaşıyor. Gergedan boynuzunun şifa verici özellikleri olduğuna inanılması da bu hayvanların neden bu tip bir problem yaşadığının en büyük açıklaması olsa gerek.
Dağ Gorili
Son 20 yılda popülasyonları %65-70 azalmıştır. Bu durum yaşam alanlarının azalması ve kısıtlanmasıyla ancak açıklanabilir. Ruanda’nın volkanik ayakları, Kongo ülkesinin civarlarında yaşamaktadırlar. Başka goril türlerine göre çok daha kısıtlı alana kapanmış bu hayvanların her yıl daha da azalması, hastalıklar ve çevrenin etkisiyle önümüzdeki senelerde çok daha büyük sıkıntılarla karşılaşmaları şaşırtıcı olmaz. Goril veterinerleri isminde bilim insanlarının oluşturduğu bir grup bu canlıların sıkıntılarını çözmek ve ileriye sağlıklı genler aktarmak adına, çalışmalar ve araştırmalarını sürdürmekte olduklarını da belirtelim.