Kalbimizde yer edinmiş birini kaybetmek, yaşadığımız en acı tecrübelerden biri olabilir. Özellikle sürekli gördüğümüz, konuştuğumuz ve önemsediğimiz biri ise. Peki kaybın ardından yaşadığımız yas sürecinde neler yaşıyoruz, nasıl bir süreçten geçiyoruz? Elisabeth Kubler Ross ve David Kessler tarafından yapılan çalışmaya göre, bu süreç beş aşamadan oluşuyor.
İnkar
Yaşanılan kayıptan sağ çıkabilmek adına insan ilk evrede bu kaybı inkar eder. Yaşanılan şok insanı sarsar, bu şoktan kurtulabilmek adına kayıp inkâr edilir. Bazı insanların birini kaybettikten sonra çok normal davrandığını, günlük rutinine devam ettiğini, sanki her şey eskisi gibiymiş gibi davrandığını görürüz. Bu durumda o insanın soğuk kalpli biri olduğunu ve kaybedilen kişiyi çok sevmediğini düşünürüz ancak aslında o kişi inkâr evresindedir. Hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışarak ayaklarının üstünde durmaya çalışıyordur. Gerçeği kabul etmeye başlayıp sorular sorduklarında, yavaş yavaş iyileşmeye başlarlar.
Öfke
Öfke, iyileşme sürecinin bir parçasıdır. Sınırı olmayan bu duyguyu kişi bir arkadaşına, doktorlara, ailesine, kendisine, yaratıcıya ve hatta kaybın kendisine yöneltebilir. Bu evre aslında kayba duyulan sevginin yoğunluğunun başka bir formda temsil edilişidir.
Pazarlık
Türk milleti genelde bu tip durumlarda adak adar. Özellikle sağlık problemleri konusunda. Birini kaybetmeden önce söylenen ‘İyileşirse bir daha hiç şunu yapmayacağım Allah’ım nolur…’ vb. cümleler, kaybı yaşadıktan sonra ‘Onu kaybettiysem, bundan sonra tüm hayatım boyunca onun hastalığını taşıyanlara yardım edeceğim’ ya da ‘Madem onu kaybettim, ben de hayatımı şuna adayayım…’ vb. cümlelere döner. Acıyı hissetmemek için her şeyi yapmaya hazır olunan bu evrede genelde depresif tavırlar görülmeye başlıyor.
Depresyon
Kişinin derin bir boşluk hissine kapıldığı bu evre, sonsuza kadar sürecekmiş gibi gelir. Bir kayıptan sonra yaşanılan depresyonun psikolojik bir hastalık olmadığını bilmeliyiz. Bu yas sürecinin doğal bir parçasıdır.
Kabullenme
Kabullenme evresi, iyi hissetmekle alakalı bir evre değildir. Bu evre gerçeğin kabullenildiği evredir. Sevilen kimsenin fiziksel olarak artık burada olmadığını ve bunun kalıcı bir durum olduğunu kabul ediştir. Kişi, bu evrede yaşadığı kayıpla yaşamayı öğrenir.