Öz farkındalık, sizin siz olmanızı sağlayan, kimliğinizi meydana getiren, size has özelliklerin farkına varmaktadır. Çok kolay bir süreç değildir, ancak farkına varabilen insanlar kendilerine özgü düşüncelerini, yeteneklerini ve deneyimlerini farkına varmış olur.
Öz Farkındalık Bilinci Nasıl Ortaya Atıldı?
Öz farkındalığı tanımlayabilmek için yapılan ilk inceleme 1972 yılında meydana gelmiştir. Psikolog Shelley Duval ve Robert Wicklund tarafından geliştirilen öz farkındalık teorisi, onlar tarafından bir sınıflandırılmaya alınmıştur. Duval ve Wicklund’a göre, kendimize odaklandığımızda mevcut davranışlarımızı değerlendirdiğimiz ve bu değerlendirmeyi yaparken içsel standartlarımız ile değer yargılarımıza göre yaptığımız durumu öz farkındalığımız olarak değerlendirebiliriz. Bu değerlendirme ile kendimiz ve kişiliğimiz ile ilgili bilincimiz artmış olur. Shelley Duval ve Robert Wicklund’a göre öz denetimimizin ana mekanizması öz farkındalığımızdan gelmektedir.
Peki Kendinizi Yargılamadan Nasıl Bir Benlik Çalışması Yapabilirsiniz?
İnsanlar kendilerine ve düşüncelerine bakıp kendileri hakkında bir yargıda bulunurlar. Şaşırtıcı olmasına rağmen, aslında insanların çoğu bunu yapar. Ancak kendinizi yargılamadan öz benliğinizi nasıl bulabilirsiniz, hiç düşündünüz mü?
Çoğu zaman yargılayıcı bir hal ve tavırda bulunan insanlar, öz farkındalığı yakalayabilmesi için yargılayıcı tavırdan uzaklaşmalıdır. Bunu yapmak söylemekten daha zordur. Ancak başarmak için çabalamak önemlidir. Kendimizi anlamaya ve iç dünyamızı tanımlamaya çalışırken, kendimize eleştirel bir bakış açısı ile dışardan bakabilmek yerine, sahip olduğumuz özellikleri sorgulamadan kabulleniriz. Bir şey yapmış ya da yapmamışsanız, bundan pişmanlık dile getirmek basittir. Keşke şöyle olsaydı dediğiniz durum ile ilgili sadece pişmanlık duymak yerine, bu durumdan bir şey öğrenip öğrenmediğinizi sorgulamaya başlarsanız, bir sonraki sefere bu açıdan bakabilmeyi zihninize öğretmiş olursunuz.
Öz Farkındalığı Tanımlayacak Olsaydınız…
Aslında öz farkındalık, sadece bir kişinin kendi hakkındaki bilgi birikimi değildir. İnsanın iç dünyasına yaptığı yolculukta, içten bir duruş ve açık bir zihinle ruhsal durumunuza yoğunlaşmanız da demektir.
Zihnin çok farklı bir dünyası vardır. Oldukça karmaşıktır ve kendisini korumak için bazı girişimlerde bulunur. Eğer ki duygusal bir durum yaşadıysanız, zihniniz bu olaya nasıl tepki verdiğinizi olduğu gibi kayda alır. Yani aslında yaşantınıza bir örnekleme yapmaz. Olduğu gibi kabullendiği için, gelecekte de benzer bir olay meydana geldiğinde, zihin o olaya tepkilerinizi otomatikman vermek için şartlanır. İşte, öz farkındalık burada devreye girer ve zihni bu tarz koşullanmalardan kurtarmak için bilinçlenmeyi mümkün kılan harika bir serüvendir.
Kaynak: Psikonterapi