Asıl adı Fyodor Mihayloviç Dostoyevski olan Rus yazar, dünya edebiyatının en önemli isimlerinin başında gelir. İnişli çıkışlı ve genellikle zor bir hayat yaşayan Dostoyevski hayatında yaşadıklarını eserlerine ustalıkla aktarmıştır. Bunun en güzel örneklerinden birisi Suç ve Ceza adlı eseridir.
Suç ve Ceza
Dostoyevski’nin 1866 yılında Rus Habercisi isimli önemli bir dergide 12 ay boyunca yayımlandı. Ardından tek bir cilt haline getirildi ve günümüze 709 sayfalık bir kitap haline geldi. Suç ve Ceza, defalarca kez tartışma programlarına, filmlere, tiyatro oyunlarına konu olmuştur. Dostoyevski, Suç ve Ceza’yı Sibirya’dan sürgünden döndükten sonra kaleme almıştır ve yazarın olgunluk döneminin ilk eseri olarak geçmektedir. Suç ve Ceza’da artık tüm dünyanın tanıdığı fakir bir hukuk öğrencisi olan Raskolnikov’un hayatı anlatılıyor. Dostoyevski bu hayat hikayesini anlatırken okuyucuyu öyle bir ruh haline sokuyor ki karakterin işlediği cinayet, psikolojisi ve devamında yaptığı her şey hem vicdanınızın hemde aklınızın süzgecine takılacak.
Yeraltından Notlar
Meşhur “Ben hasta bir adamım.” cümlesiyle başlayan Dostoyevski’nin Yeraltından Notlar eseri, 1864 yılında basılmıştır. Yazarın en önemli eserlerinden biri olan Yeraltından Notlar, Dostoyevski’nin ruh halini anlatırken aynı zamanda dönemin soylu sınıfına, aydınlarına karşı eleştirileri de bulunur. 19.yüzyıl dönemini yansıtan Yeraltından Notlar’ın baş kahramanı isimsiz bir adamdır. Dostoyevski bu adama isim vermemiştir ve Yeraltı Adam diye anmaktayız. Yeraltı Adam’ın kendisine hasta demesinin sebebi ise bilinçli olmasıdır. Bu kısa roman iki bölümden oluşmaktadır ve romanın ikinci kısmında Yeraltı Adam neden kumar bağımlısı, çökük bir insan haline geldiğinden bahsetmeye başlar. Dostoyevski’nin önemli yapıtlarından birisidir.
Kumarbaz
Dostoyevski’nin 1876 yılında basılan Kumarbaz adlı kısa romanı için “yazarın en çok kendisini anlattığı eser.” diye bahsedilmektedir. Kumarbaz, Dostoyevski tarafından 25 gün gibi kısa bir süre içerisinde yazılmıştır. Kumarbaz’ın baş kahramanı olan Aleksey İvanoviç, Rus bir ailenin çocuklarına öğretmenlik yapmaktadır. Ailedeki yaşanan olaylar, İvanoviç’in kendisinden çok sevdiği aşkı, kumar bağımlısı olması, bir anda tüm hayatının tepe taklak olması anlatılmaktadır. Yazar, İvanoviç’in dengesizliklerini, her şeyin farkında oluşunu ancak bir şey yapamayışını gerçekçi bir dille anlatmıştır. Romanı okurken sayfalarda kendi düşüncelerinize bile rastlayabilirsiniz.
Beyaz Geceler
Beyaz Geceler, 1848 yılında yayımlanmış, Dostoyevski’nin klasiklerinden biri haline gelmiş uzun öyküsüdür. Beyaz Geceler’de Dostoyevski romantik ve heyecanlı duygulara yer vermiştir. Ancak öykünün sonunu hüzünle taçlandırır yine. St. Petersburg’da geçen 4 geceyi anlatın Beyaz Geceler, bir kadın ve adamın kısacık romantik öyküsüdür. Adam her gece St. Petersburg’da gezer ancak bir gezintisinde bir kadınla karşılaşır. Gencecik bir kadın olan Nastenka’yla arkadaşlıkları başlar ve 4 gece boyunca buluşup, sokaklarda gezerler. Bir gün genç adam Nastenka’ya aşkından bahseder. Şans ki Nastenka’nın 1 yıldır beklediği sevgilisi o gece çıkıp gelir. Beyaz Geceler, aşkı saf ve heyecanlı anlatan cümleleriyle sizi sarıp sarmalayacak, adeta o duyguları sizlerde hissedeceksiniz.
Karamazov Kardeşler
Karamazov Kardeşler 1880 yılında Dostoyevski tarafından yazılmıştır. Dostoyevski’nin “hiçbir romanımı bu kadar önemsemedim” dediği Karamazov Kardeşler, yazarların, bilimadamlarının, felsefecilerin incelediği ve etkisinde kaldığı, yayımlandığı andan itibaren dünya edebiyatında kült eser haline gelen bir romandır. Dostoyevski, hayatının son zamanlarında kaleme aldığı Karamazov Kardeşler’de Karamazov ailesini anlatır. Ancak bu ailedeki her birey, her olay evrensel sorunları işaret etmektedir. Açgözlülük, cinayet, hırs, sınıflar arası sorunlar gibi pek çok konuya değinmiştir.
Budala
Dostoyevski tarafından 1868 yılında tamamlanan roman, yazarın en önemli eserlerindendir. Dostoyevski, Budala’da kendi karakterinden parçalar yerleştirmiş, kendi hayatından anıları anlatmıştır okurlara. Yazarın kendisine benzettiği roman kahramanı prens, mutlu, iyimser, dünyadaki her şeye doymuş ve kimseyi kırmayan, zarif bir insandır. Fazlasıyla da zeki olan prens, yazar gibi sara hastasıdır. Hayattaki tek amacı sevmek gibi davranır. Kahraman üzerine çok ilgi gösterilmiş olsa da yazar bu eserinde toplumsal eleştiriler yapmaktan da geri durmamıştır. Özellikle dönemin Rus halkı için eleştirilerde bulunan Dostoyevski, sınıflar arası farkları da gözler önüne sermiştir.