Yaşarken değeri bilinmiş, dünyaca ünlü, en önemli kadın ressamlardan birisi olan Meksikalı Frida Kahlo… Meksika’da 1907 yılında fotoğrafçı bir baba ve Kızılderili asıllı bir kadının dört çocuğundan üçüncüsü olarak dünyaya geldi. Daha çok bir erkek çocuk gibi büyüyen Frida henüz 6 yaşındayken çocuk felci gerirdi ve sağ bacağı diğer bacağına göre daha inceldi.
Bu nedenle ona tahta bacak diyorlardı. Bacağındaki bu sorun alacağı eğitimi etkiledi ve tıp eğitimini kazandı. O zamanlar bu bölüme kız öğrenciler kolay kabul edilmiyordu. Frida başarılı bir öğrenci olmayı başardı ve oradaki nadir kadınlardan birisiydi. Okulu sayesinde sanat, felsefe ve edebiyatla tanıştı ve büyük ilgisini çekti. Okulda anarşist bir edebiyat kulübüne katıldı.
Frida’nın hayatını büyük şekilde etkileyen kaza ise 17 Eylül 1925 yılında okulda eve dönerken gerçekleşti. Okuldan dönerken arkadaşıyla birlikte bir otobüse bindi ve otobüs tramvay ile çarpıştı. Otobüsün içerisindeki demir çubuk Frida’nın kalçasından girip leğen kemiğinden çıkmış, ayrıca birçok kırıkla kazadan kurtulmuştu.
Kurtulmuştu diyoruz fakat bu kaza onun hayatının geri kalanını acıyla geçirmesine sebep oldu. Sürekli korseler giymek, doktor kontrolünde olması gerekiyordu ve tam 32 kez ameliyat geçirmişti. Babası elleriyle ona bir yatak yapmıştı, annesiyse yatağın tavanına bir ayna asmıştı. Aynadan kendisini izleyen Frida, acılarıyla başa çıkabilmek için resme başladı ve ilk eserini 1926 yılında çizdiği otoportreyle ortaya çıkardı.
“Kendi portrelerimi yapıyorum, çünkü çoğu zaman yalnızım ve en iyi bildiğim insan da benim.”
1927 yılında yürümeye başladıktan sonra Frida sanat ve politika camiasının içerisine girdi. Ünlü ressam Diego Rivera ile tanıştıktan sonra onunla evlendi. 1939 yılında Diego’nun sadakatsizliklerinden dolayı boşandılar. Ne kadar sorun yaşasalar da Frida için Diego bambaşkaydı. Sonrasında ayrı kalamayarak 1940 yılında tekrar evlendiler. Frida bir feministti ve bir komünist partisine üyeydi.
Sağlık sorunlarından dolayı daha önce 1 kere bebeğini aldırmış sonrasında 2 düşük yapmıştı. Bu yüzden evcil hayvanlar besliyordu. Büyük sıkınlar yaşayan Frida hiçbirinde yılmayıp çoğu şey için mücadele etmiş ve sanatını icra etti. Pablo Picasso gibi ünlü ressamların taktirini kazandı. 1953 yılında sağ bacağı kesilen Frida, 1954 yılında hayata gözlerini yumdu…