Bazı ruhsal değişiklikler, ani saldırganlıklar, sinirli olma durumları küçüklükten başlar. Her zaman bu davranışlar bir sorun olduğunu ifade etmez. Ama nedenlerini öğrenmeye çalışmak da alınması gereken bir önlemdir. Bu durumlar genellikle çocuklarda daha sık gözlemlenebilir.
Freud’a göre saldırganlık insanda güdüsel olarak yer alan iki kuvvetli dürtüden biridir. Çocuklar ise genellikle ya kendilerine zarar verildiğinde ya da önlerine engel konulduğu zaman bu tepkiyi gösterebilirler. Fakat bu durum dediğimiz gibi, bir sorun olduğu anlamına gelmez.
Çocuklarda saldırganlık çeşitli şekillerde olabilir. Tekme atma, bağırma, ittirme, küfür etme, cimcik atma, ısırma, saç çekme… Bu durumlarda farklı tavırlar sergileyen çocukla dikkatli bir şekilde iletişim kurabilmek önemlidir.
Çocuklar doğduğu andan itibaren ailesini ve çevresinde insanları rol model alırlar. Aile içindeki bir olumsuzluk veya çocuğa davranış şekli onları saldırganlığa itebileceği gibi şevkatli davranmaya da yönlendirebilir.
Böyle durumlarla karşılaşıldığında, ebeveynler öncelikle kendi davranışlarını gözden geçirmelidir.Daha sonra çocuğa karşı davranışlarını buna göre ayarlayarak onunla iletişime geçmelidir ve bu durumun sebebini öğrenmeye çalışmalıdırlar.