Dilsel ve işitsel yetilerini kullanamayanlar, kendi aralarında iletişim kurmak için el hareketleri ve mimikleri kullanırlar. Jest ve mimiklerle yapılan bu işaretler “işaret dili”dir.
Her işaret dilinin ortaya çıkışı işitme engellileri bir araya getiren bir kurumun oluşturulmasıyla gerçekleşmiştir. 1700’lü yılların başında işitme engellerin kullandığı işaretleme sistemi, kendine özgü grameri olduğu için dil olarak kabul edilmiş ve müfredatlara girmiştir.
Her ülkenin farklı dili olduğu gibi işaret dili de farklıdır. Aynı coğrafyada olup farklı sözel dilleri konuşanların işaret dilleri birbirinden etkilenmiştir ve ortak işaret dilleri ortaya çıkmıştır.
Türkiye’de son yıllarda işaret dili ile ilgili birçok eğitmen yetişmiştir ve kurslar açılmıştır. İşaret dili ile iletişimin önündeki engeller kaldırılmaktadır. Çünkü işitme engelliler bu dili bilmeyen insanlarla çok rahat iletişim kuramamakta.
Doğal dillerde olduğu gibi işaret dilinin eğitimine de erken yaşta başlanması daha uygun olmaktadır. İşaret dili sadece el ve kol hareketleri değildir. Mimikler ve beden dilleri de bu dilin parçasıdır.