En iyi aşk filmler, bazen kahkalar atacak, bazen gözyaşlarına boğulacaksınız.. Bazen umut bazen umutsuzluk, bazen mutluluk bazen acının en büyüğü.. Aşk, varoluşun temelinde gizli. Tüm hayatımız, tüm düzenimiz onun üzerine kurulu. Şiirler, şarkılar, destanlar hep onun adına. Bedenimizde akan kan gibi ruhumuzda akan yaşam damarı. O olmadan biz de olmazdık.
Aşk Filmleri
Aşk bazen her derde deva, bazende her acının başlangıcı.. Sizler için IMDb Puanlarına Göre En İyi Aşk Filmleri listesini hazırladık.
One Day
Emma ve Dexter birbirlerine tamamen zıt sosyal yapılardan gelen iki genç insandır. Emma işçi sınıfı bir aileden yetişmiş, hayata dair devrimci ruhu olan bir genç kızdır. Dexter ise baba parası ile okuyan, çapkın ve eğlenceden başka bir şeyi umursamayan biridir. İkilinin yolları üniversiteden mezun oldukları gün kesişecek ve 15 Temmuz tarihi uzun yıllar sürecek bir arkadaşlığın başladığı gün olacaktır.
In Your Eyes
Zoe Kazan , Michael Stahl-David başrollerini paylaştığı küçük yaşta Rebacca’nın başına gelen bir kızak kazasını aynı anda hiç tanımadığı ondan çok uzakta yaşayan Dylan’ında görüp hissetmesiyle başlar. Yıllar sonra Rebecca ünlü bir doktor ile evlidir, Dylan ise sabıka kaydı olan bekar bir adamdır. Bu sefer Dylan’ın kafasına aldığı bir darbeyi Rebacca’ın hissetmesiyle başlar ve aynı zamanda dünyayı birbirlerinin gözünden görmeye başlarlar.
Remember Me
Robert Pattinson’ın başrolü paylaştığı film, Tyler isimli New York’ta yaşayan ve bir trajedinin tüm aileyi dağıtmasıyla babasına karşı isyan bayrağını çeken bir gencin yaşamını aktarıyor. Tyler, talihin bir cilvesi sonucu Ally ile tanıştığı güne kadar kendisini bahtsız ve biçare bir insan gibi duyumsamıştır. Ally dışında kimse onu anlayamamaktadır. Aşk aklına gelen en son şey olmasına rağmen, Ally’nin beklenmedik şekilde onu ferahlatması sonucu kıza gönlünü yavaş yavaş kaptırır.
The Time Traveler’s Wife
Henry DeTamble, Chicago’daki bir kütüphanede Clare Abshire ile tanıştığında aslında Henry’nin bir zaman yolcusu olduğunu anlarlar. Clare, bu konu hakkında daha fazla bilgi sahibidir. Henry henüz yeterince zamanı dolaşmadığı için durumun farkında değildir. Henry, genç kadına aşık olur. Farklı zamanlarına yaptığı yolculuklarından birinde gelecekteki eşi Clare’in 6 yaşındaki hali ile tanışmıştır. Ressam Clare, yılların ardından yeniden karşılaştıklarında onunla evlenir. İlk zamanlarda kocasının ansızın ortadan kaybolmaları ile baş edebileceğini sanırken yalnızlık hissi ile sınanacaktır aşka dair
Vicky Cristina Barcelona
Amerikalı Vicky ve Cristina İspanya’da bir yaz geçirirler ve gösterişli sanatçı (Javier Bardem) ve onun güzel fakat dengesiz eski eşi (Penélope Cruz) ile tanışırlar. Vicky (Rebecca Hall) evlenmek üzere olan muhafazakar bir kadındır. Cristina (Scarlett Johansson) ise cinsel serüvenlere açık özgür ruhlu bir kadındır. Kaderleri kesişen üç insan arasında doğan aşk ilişkisi kaotik sonuçlar doğuracaktır.
P.S. I Love You
Bir kadın için, sevdiği adama bütünüyle teslim olmuş ve bütün hayatının anlamını onun üzerine kurmuş hatta onunla nefes alırken, adamın bir hastalık nedeni ile çekip gidecek olması kolay kaldırabileceği bir şey değildir. Holly, kocasına aşıktır ve bir gün Gery ölümcül bir hastalığının olduğunu öğrenir. Tek istediği kendisinden sonra Holly için hayatı kolaylaştırmaktır artık.
Notting Hill
William Thacker Batı Londra’nın değişik bir yöresi olan Notting Hill’de yaşamaktadır. Eşinden boşanmış olan William, evini biraz tuhaf olan Spike adlı biri ile paylaşmaktadır ve Notting Hill’in tam merkezindeki Pazar caddesinde Portobello Road’da bir kitapevinin sahibidir. Bir gün dünyaca ünlü film yıldızı Anna Scott’un dükkanına gelmesi ile William’ın yaşamının akışı değişir. Birbirini takip eden komik olaylar sonunda Anna ile William çıkmaya başlarlar.
The Spectacular Now
Sıradan bir Amerikan banliyösünde geçen, bildik bir büyüme öyküsü gibi başlayan film, havuz partileri, araba gezintileri, popüler kız-oğlan gibi klişe sandığımız temaların içinde seyriciyi yanıltmayı başaran bir yapım. Yönetmenliğini James Ponsoldt’un üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda Miles Teller, Shailene Woodley, Kyle Chandler gibi isimler yer alıyor…
Meet Joe Black
William Parrish 60’lı yaşlarında bir çok zengin bir adamdır. Çağının en önemli medya patronlarından bir tanesidir. Parrish’in şirketi geleceğiyle ilgili çok önemli bir kararın kıyısındadır. Verilecek karar şirket için bir dönüm noktası olacaktır. Parrish, bir gün bir anda kafasının içinde tuhaf seslerin yankılandığını fark eder. Bu seslerin nereden geldiği, Parrish’e nasıl musallat olduğu tamamen bir muammadır. Kızı, Parrish hiç razı olmamasına rağmen Drew adlı bir şirket çalışanıyla evlenmek üzeredir. Bir gün aniden karşısına çıkan John isimli bir adama aşık olur. Bu adam, ailenin tüm geleceğini değiştirecek bir gizemin de taşıyıcısıdır.
Love, Rosie
Rosie ve Alex 5 yaşından beri birbirlerinin en iyi dostu olmuştur; bu yüzden aralarında aşka ve sevgili olmaya dair hiçbir ihtimal olmamıştır. Ama ne zaman olay sevgili seçimlerine gelse, birbirlerinin en büyük düşmanı olmuşlardır. 18 yaşında yapılan bir seçim, kaçırılan bir fırsat ise hayatlarını bambaşka yönlere sürükler. Ama aralarındaki bağ, kilometrelerce mesafeye, akıp giden zamana yenilmez. Bu arada hayal kırıklıklarıyla sonuçlanan ilişkiler, evlilikler, boşanmalar da cabası… Birbirlerini yeniden bulduklarında ikinci bir şansları olacak mı yoksa her şey için çok mu geç kaldılar?
The Young Victoria
Genç Victoria filminde, Kraliçe Victoria’nın hanedanlık içerisindeki iktidar kavgalarının nesnesi olmaktan, Prens Albert (Rupert Friend) ile yaşadığı romantik yakınlaşmaya ve dillere destan evliliğine kadar gizemli konulara el atılıyor. Emily Blunt’ın Genç Victoria’yı başarıyla canlandırdığı filmin drama, romantizm, siyasi entrikalar ve nefes kesici bir sinematografiyle örülü öyküsü, İngiliz oyunculardan oluşan kadrosuyla daha da kuvvetleniyor. Britanya tarihinin en uzun süre tahtta kalan kraliçenin anlatısını, Sandy Powell’ın muhteşem kostüm tasarımları ve Jack Murphy’nin olağanüstü koreografisi zenginleştiriyor.
Brooklyn
Eilis Lacey’i İrlanda’nın fakir mahallelerinden birinde yokluk içinde yaşayan bir kızdır. Sevmediği bir işte annesinin hatrına çalışan Ellis’e kasabasındaki kilise papazı yardımcı olur ve onu Amerika’ya güvenilir bir tanıdığın yanına gönderir. 1950’li yılların New York’unda Brooklyn’e gelen genç kız, Amerika’nın gelecek vaatleri için annesinin evini terk eder. Ayakları üzerinde durma mücadelesi veren Ellis bu arada bir gençten de çok hoşlanır. Fakat vatanının hasreti birkaç ay sonra iyice içini kaplar ve bu sırada annesinden gelen bir haber ile İrlanda’ya birkaç haftalığına dönmeye karar verir
Midnight in Paris
Sonbaharda evlenecek olan Amerikalı nişanlı çift Gil ve Inez, Inez’in babasının iş gereği Paris’e gelmesini fırsat bilip, küçük bir tatil için bu gözde Avrupa şehrinin yolunu tutarlar. Başta her şey eğlence dolu bir Avrupa kentini gezmekten ibaretken, özellikle damat adayın Gil’in Paris caddelerinde gece yarısı yaşadığı gerçek üstü maceralar sadece onun değil tüm ailenin hayatını değiştirecektir. Zira bu genç adam, Paris’e büyük bir aşk beslemeye başlar ve edebiyatçı kimliği ve tutkusu pekişir…
The Fault in Our Stars
16 yaşındaki Hazel üç yıldır tiroid kanseriyle boğuşmaktadır ve kanser akciğerlerine de sıçradığı için yanında bir oksijen tüpüyle gezmektedir. Kanserli hastalar için oluşturulan destek grubunun bir terapi seansı esnasında Augustus isimli bir gençle tanışır. Augustus da beyin tümörüyle savaşmış ve bu yolda bir bacağını kaybetmiştir. İkili birlikte zaman geçirdikçe birbirlerine aşık olurlar. Akciğer tedavisi için hastaneye yatırılan Hazel’ın yanından bir an dahi ayrılmayan Augustus, sevgilisinin çok istediği bir hayali gerçekleştirmek için onunla birlikte yola çıkar.
The Dressmaker
Tilly Dunnage (Kate Winslet) güzel, yetenekli ve sıra dışı bir kadındır. Vicdanında taşıdığı büyük bir yükle, annesi Molly’yi (Judy Davis) bulmak için doğduğu kasabaya döner. Tilly artık kasabada bir yabancı sayılmakta ve katil olarak suçlanmaktadır. Geçmişin yaraları ile döndüğü bu yerde Tilly’yi kasabalıya yaklaştıran şey Tilly’nin eşsiz terzilik yetenekleri olur. Acılar yerini kahkahalara bırakırken Tilly modacı kimliğiyle kasabanın kadınlarını adeta baştan yaratır
Atonement
1935 yazının en sıcak gününde, on üç yaşındaki Briony Tallis, ablası Cecilia’nın soyunup yazlık evlerinin bahçesindeki küçük havuza girdiğini görür. Tıpkı Cecilia gibi Cambridge’den yeni dönmüş olan çocukluk arkadaşı Robbie Turner de kızı gözlemektedir. O gün sona ermeden bu üç gencin hayatı bir daha düzelmemek üzere değişmiş olacaktır. Robbie ile Cecilia başlangıçta hayal bile etmedikleri bir sınırı aşacak ve küçük kızın hayal gücünün kurbanı olacaklardı. Başkalarına ait sırlara tanık olan Briony, bir suç işleyecek ve bu suçun kefaretini ödemek için ölene kadar çabalayacaktır
Pride & Prejudice
Film, Jane Austen’in beş kız kardeş, Jane, Elizabeth, Mary, Kitty ve Lydia Bennet’i anlatan romanından uyarlanmıştır. Hikaye George dönemi İngilteresi’nde geçer. Ailenin yaşamı, genç ve zengin bir adam olan Bay Bingley’in ve onun en yakın arkadaşı Bay Darcy’nin komşu gelişleri ile tepetaklak olur. Kızların anneleri olan Bayan Bennet, onların evlenmelerini istemektedir. Bay Bingley’in iyi bir aday olduğuna kanaat getirir. Bu aday ise Jane’den etkilenecektir. Bu durumu fark eden anneleri, kızını yağmurlu bir günde Bingley’in malikanesine gönderir
Testament of Youth
Testament of Youth, Vera Brittain’in anılarından uyarlanan, Birinci Dünya Savaşı döneminde geçen bir aşk ve savaş filmi. Vera Brittain ailesi ve yaşadığı çevredeki insanlara göre zeki, açık fikirli, özgür ruhlu bir kadındır. Oxford’dan burs kazanınca hayallerini süsleyen edebiyat sanatına bir adım daha yaklaşmış olur.
Titanic
Teknolojinin son sürat ilerlediği bir dönemde, insanlar üstesinden gelemeyecekleri hiç bir sorun olamayacağına inanmaya başlamışlardır. ‘Titanic’ adlı dev transatlantik ise, insanlığın doğaya karşı gövde gösterisi gibidir. İki genç, şans eseri tanışacak, aralarındaki sınıf farkına aldırmaksızın birbirlerine yakınlaşacaktır. Bu arada doğa insanoğlunun günden güne artan kibirine bir nokta koymayı planlamaktadır
The Notebook
Yaşlılar için yapılmış bir bakımevinde yaşayan ve çevresindekiler tarafından ‘Duke’ diye çağırılan ihtiyar adam sararmış defterinde yazılı olan bir aşk hikayesini okumaya başlar. Hikaye 1940 yılında başlar. Güney Carolina’da yer alan Seabrook Adası’na Allie Hamilton isimli 17 yaşında bir genç kız gelir. Ailesiyle birlikte tatile gelen Allie, burada yaşayan Noah isimli bir gençle yakınlaşmaya başlar. Aralarındaki sınıfsal ve ekonomik farklılıklara rağmen birbirlerine duydukları hissi engellemez
Me Before You
Tekerlekli sandalyeye bağlı olarak yaşamını sürdürmek zorunda olan yarı felçli genç adam, bakıcı olarak küçük bir kasabada yetişmiş genç kadını istihdam ettir. Bu genç adam ve kadının bir araya gelişi hayatlarını yeni bir yola sürükleyecektir. İlk başta birbirlerinden hoşlanmayan ikili farklılıklarının fazlalığından yakınsa da zamanla hayatla ilgili bilmedikleri şeyleri birbirlerine öğretmeye başlarlar. Birbirlerine aşık olan karakterleri şimdi daha da zorlu bir sınav beklemektedir…