The Shannara Chronicles konusu, oyuncuları, yorumlar, karakterler ve dizi hakkında merak ettiğiniz herşey Metaforya’da. Orjinal hikayesini Terry Brooks tarafından yazılan The Sword of Shannara Trilogy adlı romandan alan dizinin fantastik dizi severler tarafından kaçırılmaması gerekiyor. Netflix’de 2 sezon boyunca yayınlanan The Shannara Chronicles dizisinin yönetmenliğini Alfred Gough ve Miles Millar yapıyor. Yüzükler Efendisi Serisini tarzı bir dizi arayalanlar için tercih edilebilir; yalnız kutsal kardeşlik bu sefer bir yüzük değil bir tohum taşıyacak.
The Shannara Chronicles Konusu
The Shannara Chronicles dizisinde, Günümüzden binlerce yıl sonra bildiğimiz dünya büyük bir savaş sonrası yok olmuştur, insanoğlunun inşa ettiği tüm binalar, araçlar ve icatlar tarihe karışmıştır. Dünya 4 bölgeye ayrılmıştır. İnsanlar, efler, troller, devler ve büyücüler yokluk içinde bir şekilde bu dört diyarda hayatta kalmaya çalışmaktadırlar. Ancak, kıyamet yaklaşmaktadır. Tüm iblisleri tutsak ettiğine inanılan kutsal ağaç Ellcrys’in yaprakları bir bir dökülmektedir ve son yaprakda yere düştüğünde tüm iblisler serbest kalacak ve dünyanın sonunu getirecektir.
The Shannara Chronicles Oyuncuları
Bunu engellemenin tek yolu ise ağacın verdiği son tohumum seçilmiş kişilerce bilinmeyen bir yere götürülmesidir. Kahramanlarımız Allanon, Wil, Amberle ve Eretria bu zorlu yolculukta maceradan maceraya koşacaktır.
Wil Ohmsford
The Shannara Chronicles dizisinin ana karakteri. Yarı elf yarın insan melezi olan Wil, küçük bir kasabada tüm geçmişinden, büyüden ve efsanelerden habersiz yaşamaktadır. Ancak, ölüm döşeğinde iken annesi ona üç küçük mavi taş verir. Bunlar Elf Taşları’dır ve sahibine muzzam bir büyü gücü vermektedir. Annesinin ölümünün ardından köyü terk eden Wil, yolculuğunda son druid Allanon ile tanışacaktır. Wil’in bilmediği en önemli şey ise Shannara sounun son temsilcisi olduğudur.
Amberle Elessedil
Elflerin hükmettiği bir dünyada, babası o henüz küçük bir kızken öldürülmüş bir elf prensesi. Kutsal Ellcry Ağacı tarafından bu güne kadar seçilmiş tek kızdır. Diğer tüm şeçilmişler öldürüldüğü için, kutsal ağacın tohumunu taşıma görevi ona kalmıştır. Yolculuk boyunca şımarık bir prensesten güçlü bir savaşçıya dönüşür. Tüm dünyayı kurtarmak için aşkından ve hayatından vazgeçmeye zorlanacaktır !
Eretria
Bir bebekken ailesinden kaçırılmış, hırsız ve yağmacı bir gezgin çetesine satılmıştır. Tek amacı özgürlüğünü kazanmaktır. Wil’e karşı romantik duygular beslemektedir. İlk başlarda Prenses Amberle ile asla anlaşamazlar. Gizmeli bir geçmişe sahip olan Eretria, bu kutsal yolculukta önemli bir görevi olduğunun farkında bile değildir. Elfler, insanlar, troller ve büyücülerle yaptıkları onca savaştan sonra Eretria, Amberle ve Wil aralarında kopmaz bir bağ kurarlar.
Allanon
Son büyük savaştan sonra 300 yıllık uykudan uyanan son Druid’dir. Yaklaşan kıyameti önlemek için Wil, Amberle ve Eretria’ya liderlik edecektir. Çok güçlü büyülere sahiptir, insanların düşüncelerini okuyabilmektedir, ölümcül yaralar alsa dahi büyü gücü sayesinde hızla iyileşmektedir. Herhangi bir krala bağlı değildir ama, elfler ve cücler dahil tüm ırklar ona saygı duymaktadır.
Aaron Jakubenko
Elf Krallığı’nın en küçük prensidir. Ancak, babası ve kendisinden büyük iki ağabeyinin ardından tahta geçer. İlk başarda sorumsuzca ve bencilce hareket eden Aaron Jakubenko askeri darbe ile tahtan indirilir. Elf Konseyi’nin aksine o, yeğeni Amberle Elessedil’ye sonuna kadar inanmaktadır. Tahtını geri aldığında ilk işi büyük savaşa hazırlanmak ve halkını korumak olmuştur.
Bandon
Elf soyundan gelen Bandon, çok büyük kahin güçlerine sahip genç bir çocuktur. İnsanlara dokunduğunda olası geleceklerini görebilmektedir. Druid Allanon tarafından çırak olarak eğitilmek istenir ancak, Bandon’ın ruhundaki karanlık güç aydınlık güçten fazladır. Karanlık Lord tarafından ele geçirilen Bandon, sahip olduğu gücü dostlarına karşı kullanmaya başlar.