Nefes almak, yemek yemek ne kadar hayati önem taşıyorsa su içmek de bizim için o kadar önemlidir. Bunu zaten hepimiz biliyoruz. Su içmezsek hayata devam edemeyeceğimizi de biliyoruz. Peki ihtiyacımız kadar su içmediğimizi nasıl anlarız? Vücudumuz ne gibi tepkiler verir? Gelin bugün bunları inceleyelim.
Vücudumuzun ihtiyacı kadar su içmediğimizin en anlaşılır yolu ağzımızın kurumasıdır. Yeteri kadar su içmezsek ağzımız kuruyor ve zamanla yapışkan ve acımsı bir tat oluşuyor. Aslında bu bir nevi vücudumuzun daha çok su içmelisin deme şekli!
Eğer yeteri kadar su içmezseniz kas ve eklem ağrılarınız başlar. Kıkırdakların %80’i, kaslarımızın da çoğunluğu sudan oluşur. Yeteri kadar su içmezsek vücut dengemiz bozulur ve ağrılarımız artar. Aslında tıpkı makineler gibiyiz. En büyük eksiklerimiz su ve kendimizi okuyamamak!
Su içmemenin diğer bir göstergesini lavaboda görebiliriz. Eğer idrarımız koyu sarı bir renk almışsa vücudumuz daha çok su içmemizi anlatmaya çalışıyordur. Bir diğer ilginç etkisi ise zihinsel problemlere sebep olması. Beyin içtiğimiz suyun %80’i kadarını kendi kullanıyor. Ve eğer biz az su içersek baş ağrısı, unutkanlık ve odaklanmada sorunlar yaşayabiliyoruz.
Bu sorunları yaşayıp yine de emin olamıyorsak oturduğumuz yerde çok ufak bir testle suya ihtiyacımız olup olmadığını anlayabiliriz. Elinizin derisini hafifçe yukarı çekmelisiniz. Eğer deriniz hemen eski halini almıyorsa kesinlikle bolca su içmelisiniz. Susuzluk ciltte esneme problemlerine de sebep olabiliyor.
Tüm bu sonuçlar bize basit ve önemsiz gibi görünse de su yaşlılığımızda da bize yardımcı olan hayati bir fonksiyondur. Yetişkin bir insanın günde en az 8 bardak su içmesi gerekir. Bu yazıyı okumuşsanız şimdi kalkıp bir bardak su içmenin tam zamanı!