Edebiyat dünyasının en güzel renklerinden birisi olan Rus Edebiyatı yazarlarında genellikle toplumsal eleştiri kaygısı görürüz. Dönemi, o dönemin yönetimini, toplumun yaşadığı sefillikleri ve zorlukları eserlerinde dile getirirler. Sınıflar arası farkı sert bir dille vurgularlar.
Fyodor Dostoyevski
1821 yılında dünyaya gelen Dostoyevski dünyaca en sevilen yazarların başında gelir belki de. Bizlere bıraktığı her eser bir ders niteliğinde. Dostoyevski çok küçük yaşta acımasız ve hiç sevmediği babasını kaybetti. İlk yazdığı romanlar beklediği ilgiyi görmeyince edebiyata küstü ve politikaya yöneldi. Bu dönemde ölüm cezasına çarptırıldı ancak cezası sürgüne çevrildi. Dostoyevski realizm akımının en güçlü isimlerinden birisi haline geldi. Eserlerinde siyasi, dini ve toplumsal olayları çarpıcı bir şekilde dile getirdi. İnsancıklar, Kumarbaz, Suç ve Ceza, Yer Altından Notlar gibi pek çok değerli eseri bulunmaktadır.
Lev Tolstoy
Rus Edebiyatı’nın bir diğer realizm öncüsü olan Lev Tolstoy 1828’de dünyaya gelmiştir. Varlıklı bir ailede dünyaya gelen Tolstoy küçük yaşta anne ve babasını kaybetti. Küçüklüğünden beri gerçeğe karşı bir ilgisi vardı. İlk realist romanlarını askerlik zamanında Kafkas halkının acınası halini görünce yazmaya başladı. Köylünün sefalet çekmesine hayatı boyunca üzülen Tolstoy hayatının bir döneminde tüm eşyalarını köylülere dağıttı ve onlar gibi giyinmeye, yaşamaya başladı. Filozof olarak da bilinen Tolstoy 1910 yılında zatürreden öldü. Cenazesine binlerce köylü katılmaya çalıştı, polis ulaşımı engelledi. Ama köylüler o gün Tolstoy için sokakları doldurdu. Tolstoy’un Anna Karenina, Diriliş, Savaş ve Barış, İvan İlyiç’in Ölümü, Çocukluğum, Hacı Murat gibi daha pek çok sayamadığımız değerli eseri bulunmaktadır.
Maksim Gorki
1868 yılında dünyaya gelen ve 1936 yılında hayatını kaybeden Maksim Gorki, toplumsal gerçekçi romancıların öncüleri arasında yer alır. Çok küçük yaşta ailesini kaybeden Gorki, gençliğinde de oldukça zor dönemler yaşamıştır. 8 yaşında çalışmaya başlaması ona işçi sınıfını tanıması ve gözlemlemesi için bir olanak sağlamıştır. Eserlerinde hayatın zorluklarından, sefilliklerden bahseden Maksim Gorki’nin en bilinen eseri Ana’dır. Çocukluğum, Foma, Arkadaş, Benim Üniversitelerim Gorki’nin en önemli eserlerindendir.
Anton Çehov
1860 yılında dünyaya gelen Anton Çehov’u çoğumuz meşhur tiyatro oyunu Martı ile biliriz belki de. Modern öykücülüğün kurucusu olan Anton Çehov, yazdığı eserlerle pek çok yazara ilham kaynağı olmuş ve “Çehov Tarzı Anlatım” öykücülerin lügatına yerleşmiştir. Öykücülüğünün yanı sıra oyun yazarı da olan Çehov bu alanda da oldukça başarılı eserler vermiştir. Martı, Vanya Dayı, Altı Numaralı Koğuş, Üç Kız Kardeş, Vişne Bahçesi gibi pek çok eseri bulunmaktadır.
Aleksandre Puşkin
1799 yılında dünyaya gelen Puşkin, Modern Rus Edebiyatı’nın kurucusu olarak adlandırılmaktadır. Küçük yaşta yazdığı şiirler dergilerde yayımlanmış, şiirlerindeki gerçekçi üslubu ile dikkat çekmiştir. Nitekim yıllar sonra yazdığı şiirler nedeniyle sürgün edilmiştir. Ancak Puşkin edebiyata aşık her şair gibi sürgünde de şiir yazmaya devam etmiştir. Yüzbaşının Kızı, Bakır Atlı, Seviyordum Sizi, Çingeneler okunması gereken Puşkin eserleri arasında yer alır.
Turgenyev
Turgenyev, Rus Edebiyatı’nın belki de ilk tam anlamıyla realist yazarıdır. Kültürlü ve varlıklı bir ailede doğan Turgenyev, oldukça başarılı bir eğitim hayatı geçirmiştir. Henüz küçük yaşta dil eğitimi almış ve ilerleyen zamanlarda üniversite profesörlüğü için sınavı kazanmıştır. Ancak o dönemin şartları ve tanıştığı kişiler Turgenyev’i realist bir yazar olmaya itmiştir. Eserlerinde ezilen halkı, soyluların acımasızlığını dile getirmiştir. Turgenyev 1883 yılında dünyaya veda etmiştir. Turgenyev’in Babalar ve Oğullar, Budin, Asilzade Yuvası, İlk Aşk, Duman adlı eserleri mutlaka okunması gereken eserler arasında yer almaktadır.